22 Şubat 2011 Salı

SKINNER

Skinner

Skinner’in 1937 yıllarından sonra sistemleştirdiği öğrenme teorisi başka psikologlar tarafından ‘Skinner kutusu’ olarak adlandırılmıştır. Farenin bir kutu içerisinde manivelaya basarak yiyeceğini elde etmesi üzerine kurulmuştur. Öğrenmede edimsel şartlanma çalışmaları yapmıştır. Bu çalışma bir bakıma Throndike’nin öğrenmedeki etki kanununa benzemektedir. Fakat tıpatıp benzeri değildir. Skinner’in teorisi bildiğimiz klasik Uyarıcı-Tepki psikolojisinden farklıdır.  Throndike, Pavlov, Guthrie, Watson öğrenmeyi organizmanın edimlerinden başlatmıştır. Skinner ise bu formülü tersine çevirmiş T-U şeklinde bir öğrenme teorisi geliştirmiştir.

EDİM NEDİR?
Çevrede değişikliklere neden olan bilinçli tepkilerdir. Organizmalar içinde yaşadıkları çevre üzerinde faaliyette bulunurlar. Skinner bu teoriyi kurarken özellikle iki tip davranışın birbirinden ayırt edilmesini şart koşmuştur. Birincisi Cevapsal-tepkisel davranış, ikincisi ise edimsel davranıştır.

1.    CEVAPSAL-TEPKİSEL DAVRANIŞ: Bu davranış türünde önce uyarıcı sonra da tepki (U-T) gelir. Cevapsal-tepkisel davranış uyarıcıya liderlik eden davranıştır. Yani uyarıcı olmazsa tepki de olmayacaktır. Belli bir uyarıcıya cevap olarak yapılan davranışa cevapsal-tepkisel davranış denilmektedir.
2.    EDİMSEL DAVRANIŞ: Bu davranışta tepki, uyarıcıya liderlik etmektedir. Önce tepki sonra uyarıcı (T-U) gelmektedir. U-T anlayışının aksine eğer uyarıcı belirli değilse Skinner’e göre, organizma karmaşık bir uyarıcı ortamı içerisinde bazı tepkilerde bulunuyorsa bu tip tepkiye de edim adını vermiştir.
Cevapsal-tepkisel tepki, belirli bir uyarıcı tarafından organizmadan çıkarılır. Hâlbuki edimsel tepki belirli olmayan bir uyarıcı ortamında organizma tarafından çıkarılır. Organizma insan ya da hayvan olsun bir uyarıcı bolluğu içerisinde bulunmaktadır.
Örneğin; Pavlov’un yapmış olduğu deneylerinde köpeğin belli bir zil sesi uyarıcısına Cevapsal-tepkisel bir tepkide bulunması gerekiyordu. Halbuki bir fareyi bir kutu içerisine koyarsak fare bu kutu içerisinde hoplamak, zıplamak gibi bir dizi harekette bulunabilir. Kutu içerisinde bir manivela vardır. Fare bu manivelaya basınca kutudaki yiyecek kabına yiyecek düşecektir. Fare belli tepkiler arasında en nihayetinde manivelaya basma tepkisini de gösterecektir. Manivelaya basma davranışı yiyecek ihtiyacını giderdiği için de bu davranış pekişecektir. Bu pekiştirme sürecinden sonra fareyi kutuya koyduğumuzda direk olarak manivelaya basma davranışını gösterecektir. Çünkü hayvan bu davranışının sonucunda yiyecek elde edeceğini öğrenmiştir. Skinner’e göre bu davranış yeteri kadar tekrarlanırsa manivelaya basma tepkisi tam olarak yerleşecektir. Böylelikle edimsel bir davranış öğrenilmiş olacaktır.

1.    UYANDIRICI UYARICILAR: Skinner’e göre bütün uyarıcılar bizde ya da hayvanlarda belli tepkiler meydana getirmezler. Organizmada tepki meydana getirmeyen uyarıcılara uyandırıcı uyarıcılar denir. Bu tür uyarıcıların uyandırdığı davranışlar tepkiseldir ya da refleks türündendir.
2.    PEKİŞTİRİCİ UYARICILAR: Bu tür uyarıcılar mutlaka bir edimden sonra meydana gelmekte ve izledikleri edimin tekrar meydana gelme ihtimalini artırmaktadır.
3.    AYIRT EDİCİ UYARICILAR: Bu tür uyarıcılar davranışla birlikte bulunurlar ya da davranıştan hemen önce gelirler. Kısacası bu üçüncü gruptaki uyarıcılar edimsel davranışlara zemin hazırlayan uyarıcılardır. Edimsel  şartlanmanın bir diğer adı da enstrümantal şartlanma ya da araçlı şartlanmadır. Çünkü edim, organizmanın çevre üzerine yaptığı bir etkidir. Dolayısıyla pekiştiriciyi getiren bir araçtır. Bir edimin gücü ise bu edimin tekrar sayısıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder